17 Aralık 2012 Pazartesi

Bayraklı Camii


Bayraklı Camii, Belgrad'daki tek cami. Osmanlı döneminde bu şehirde kaç cami yapıldığı hakkında net bir bilgiye sahip değilim. 263, 273, 360... gibi farklı birkaç rakam telaffuz edilse de emin olduğum tek bilgi, an itibariyle Belgrad'da bu camiden başka cami olmadığı. 

İlk adı Çuhacı Camii'ymiş. 1660-1688 yılları arasında, bir çuha tüccarının katkılarıyla yapılmış. Şehrin Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edildiği 1717-1739 yılları arasında Katolik kilisesi olarak kullanılmış. Zaten Osmanlı camilerinin çoğu da bu 22 yıllık dönemde yıkılmış. 

Osmanlıların şehri geri almasıyla yeniden cami olarak kullanılmaya başlamış. Hatta şehri geri alan Osmanlı Komutanı Ali Paşa'nın yaveri Hüseyin Bey'in adıyla anılmış bir dönem. 


Minik, kare bir cami burası. Tuğladan yapılma minaresi dışında tamamı taştan. Kubbesi de altıgen bir zemine oturuyor.

Kapıda bir polis noktası var. 18 Mart 2004'te Kosova olayları sırasında ateşe verilmiş. O nedenle de 24 saat polis koruması altında. Ben de vardığımda ilk olarak polislerle selamlaşıp içeri girip giremeyeceğimi sordum. Sorun olmadığımı, ziyaret edebileceğimi söylediler. 

Ben girdiğimdeyse içeride kimse yoktu. Işıkları yaktım, fotoğraf çekmeye çalıştım. Ama tüm ışıkları yakmayı çekindiğimden olsa gerek çektiğim fotoğraflar da ışığın azlığından pek bir şeye benzemiyor. 


Az sonra içeri caminin imamı giriyor. Lübnan'ın Trablus şehrindenmiş. Biraz muhabbet ediyoruz. Sonra o bir kenarda namaz saatini beklemeye başlıyor. Zaten kısa bir süre sonra da müezzin gelip ezan okumaya başlıyor. 


Hafta içi ikindi namazı saati olduğu için pek kimse yok. Müezzin ve imam kendi kendilerine namaza başlıyorlar. 


Onlar namaza başladıklarında ben de camiden çıkıyorum. Daha sonra dışarıda namaza yetişmeye çalışan dört beş kişi daha görüyorum. Şehirdeki tek cami olduğundan, Tunuslu, Mısırlı, Türk... herkes bu camide ibaret ediyormuş. 

Ben de caminin karşısındaki minik dükkana gidiyorum ve dükkan sahibinin namazdan dönmesini bekliyorum. Bu dükkanda Sırpça Kuran, İslam'la ilgili sair kitaplar, tespihler... var. Bir arkadaşıma zamanında gittiğim her ülkeden ona tespih alacağıma söz verdiğimden bekliyorum. Ona ve anneme birer tespih alıp, kendime de Kuran'ın Sırpçaya çevirisini alıyorum. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder