Eylül'ün son haftası ve Ekim'in ilk haftası yol arkadaşımla İran'daydık. Urumiye, Tahran, Kaşan, İsfahan, Şiraz ve Yezd rotasını izledik. Döndüğümden beri fotoğrafları düzeltmek için pek fırsat bulamamıştım. Blogu açtığıma göre, artık yavaş yavaş eklerim fotoğrafları ve kısa öykülerini.
İran'da kapılara ve kapılardaki tokmaklara takıldım ben. Kapı tokmakları bile erkek ve kadın için ayrı. Kadınsan, üstteki fotoğrafta sağda görünen ve sesi daha tiz olan tokmağı kullanmalısın kapıyı çalarken. Erkekler için olan soldaki tokmağın sesi ise daha tok. Hangisi kadın, hangisi erkek içindi diye şaşırmıyorsun da. Şekilden gayet anlaşılıyor.
Dostum kapı tokmağı demişsin de, fallik obje olmuş bu. Biri yuvarlak, biri şey gibi, töbe töbe.
YanıtlaSilBu arada, aynı mantıktaki kapı tokmakları Beypazarında da mevcuttur.
İlk yorumun ben olayım dedim
:) Adamlar ima bile etmemiş, direkt göstermiş kimin ne olduğunu tokmaklarda. Zaten arkadaşımın şopardığı fotoğraflar var. Yalarken, kolunu sokarken filan... Ama onları paylaşmak uygun düşmezdi.
YanıtlaSilÇevre ülkelerde benzer şeyler olabileceğini tahmin ettim açıkçası. Bizde de vardır kesin, diyordum. Zaten aslında bizim sandığımız o kadar çok şeyin kaynağı İran'da çıktı ki, üzüldüm açıkçası.
Siftah senden :) Sağol!