20 Mayıs 2012 Pazar

Pekara, Sırbistan


Belgrad'da kaldığım oteldeki ilk kahvaltım sırasında birkaç Türkle karşılaşıyorum. Onlar önceki gün gelmişler ve bana "nekapa"nın ne anlama geldiğini soruyorlar. Aklıma hiçbir şey gelmiyor. Birkaç dakika sonra, Slavija meydanına çıkınca, ne demek istediklerini anlıyorum. Karşıda kocaman "пекара" yazıyor ve onu kendilerince öyle okumuşlar. Pekara, diye düzeltiyorum. 


Pekara, aslında bildiğimiz fırın işte. Neredeyse her köşebaşında en az bir tane var. Sanırım bizim mahalle arası fırınlarına ve pastahanelerine göre daha çok ve belki de daha fazla çeşit sunuyorlar. Ama benim gözdem burek, yani börek. 


Peynirli ve kıymalı en çok bulunanlar. Daha büyük bir fırına gittiğinizde biraz daha çoğalıyor. Yol arkadaşlarımdan biri mantarlısına bayıldığı için kahvaltılarda birkaç pekaraya soruyoruz. Nispeten küçük tepsilerde yapılıyor ve bir porsiyon, tepsinin dörtte biri. Bizim böreklere göre çok daha yağlı ama bir o kadar da lezzetli. Köylük yerin en ucuz pekarasına gitmediyseniz de içindeki malzeme çok daha fazla. Et, peynir vb. bize nazaran daha ucuz olduğundan olsa gerek. Özetle, "пекара" yazısını gördüğünüz an dalın. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder